Aldatma Hikayesi aldatan kadın

Merhaba adım Sinem. 32 yaşında 4 yıllık evli, çalışmayan bir ev kadınıyım.. Kocam Özcan ile bir arkadaş vasıtasıyla tanıştık. Daha sonra aramızda bir elektriklenme oldu ve çıkmaya başladık. Özcan’la çok mutluydum Özcan bir kamu kuruluşunda devlet memuruydu. İyi eğitim almış, ayrıca maddi durumu iyi bir ailenin çocuğuydu. Yakışıklı ve cıvıl cıvıl bir adamdı. Konuşurken etrafına enerji saçan, herkes tarafından sevilen biriydi. Bir iki yıl çıktık, çünkü askerliğini henüz yapmamıştı 15 ay boyunca arkamda beni bekleyen bir eşim olmasını istemiyorum diyordu. Sonunda askerliğini yaptı geldi ve evlendik. Evlenmeden önce yüzeysel olarak sevişmiş, daha fazla ileri gitmemiştik. Evlendikten sonra da güzel bir cinsel hayatımız oldu. Zaten iki yıl geçmeden anne oldum. Eşim ve ailesi torun istiyorlardı, oğlumuz olunca çok sevindiler. Zaman ilerledikçe kocamın huyu değişti. Aradan yıllar geçtikçe evliliğimiz rutinleşmeye başladı. Kocamı yine çok seviyordum ama onda eski sıcaklığı, sevgiyi ve saygıyı göremiyordum. Sonra gittikçe huyu değişmeye başladı kocamın. Yaptığım yemekleri beğenmiyor Bütün gün evde oturuyorsun, bildiğin 3-4 çeşit yemek, biraz kendini geliştir, televizyon izlemekten beynin duracak diyordu. Oysa bütün komşularım, çevrem hatta onun ailesi de dahil herkes çok temiz tertipli bir kadın olduğumu söylüyorlardı. Kendimi bir tek eşime beğendiremiyordum. Beni en çok kızdıran olay seviştikten sonra hemen uyumasıydı. Beğeniyordu da sadece sevişmek istediğinde iltifat ediyordu. Bir de seksten hemen sonra sigara içiyordu, ben de yatak odasında içmemesini istiyordum. Seviştikten sonra sarılıp uyumak istiyordum, o arkasını dönerek sarılmadan uyumayı seviyordu. Bir gün yine özene bezene yemek yaptım, masayı donattım eşimi beklemeye başladım. İşten geldi, ne selam ne sabah doğru sofraya oturdu. Yemeği getirdim Yine mi aynı şeyler, bütün gün evde poponu büyütüyorsun yaptığın yemeğe bak diye söylendi. Bunu en son 6 ay önce yapmıştım, neden beğenmiyorsun” diyerek biraz sesimi yükselttim. Birden yerinden fırladı ve Sen bana yalancı mı diyorsun kaltak diyerek yumruk attı. O güne kadar bana hiç hakaret etmemiş hiç el kaldırmamıştı, oğlum da korkup bana sarılmak istedi. Çocuğu kenara çekip tekme tokat vurmaya başladı. Kendimi banyoya atıp kapıyı kilitledim. Sabaha kadar banyodan çıkmadım, havluları küvetin içine serip öyle uyudum. Sabah o işe çıktıktan sonra banyodan çıkıp oğlumu okula gönderdim. Çocuk gitmek istemedi ama yalvar yakar gönderdim. Çok kötü olmuştu, babasının o yüzünü hiç görmemişti. O gün attığı dayak canımı yakmıştı yakmasına da en çok kaltak demesi ağrıma gitmişti. O kelimeyi hak edecek ne yapmış olabilirdim ki? Bütün gün evde oturan, ondan izinsiz komşuya bile gitmeyen bir insandım. Aradan birkaç gün geçti, yüzümdeki dayak izleri tamamen yok olduktan sonra alt kattaki komşuma oturmaya gittim. Komşum o geceki kavga seslerini duymuş ama bana hiçbir şey söylemedi. Biraz oturduktan sonra oğlumun okuldan gelme vakti komşuma veda edip yukarı çıktım. Bu sırada merdivende yönetici Bekir Bey’le karşılaştım. Bekir Bey, emekli bir askerdi, o yüzden yönetici seçilmişti. Selamlaştıktan sonra “Sinem Hanım, geçtiğimiz günlerde sizin evde bir hadise olmuş. Komşular haber verdi ama sizden bir şikayet gelmediği için müdahale etmek istemedim dedi. Ben de karı-koca arasında böyle şeyler olabileceğini o yüzden şikayet etmediğimi söyledim. Bekir Bey Olmaz öyle şey, hangi devirde yaşıyoruz kimse kimseye el kaldıramaz.. Bir daha olursa ben eşiniz hakkında suç duyurusunda, bulunacağım dedi. O gün bana sahiplenmesi hoşuma gitti ve ona sempati beslemeye başladım. Bekir Bey’in kaynanası ağır hastaydı ve eşi annesinin yanına şehir dışına gitmişti. İçime birden şeytan girdi Madem ben kaltağım o zaman bir kaltaklık yapayım da o hayvan görsün diye düşündüm. Ertesi gün oğlumu okula gönderdikten sonra yönetim odasını arayarak Bekir Bey’i eve çağırdım. Kapıya kadar geldi ama içeri girmek istemedi. Konuşacaklarımı kimsenin duymasını istemediğimi belirterek içeri girmesi için ısrar ettim. Bekir Bey içeri girdikten sonra önce yatak odasına geçip kısa bir etek ve yakası açık tişört giydim, bolca parfüm sıkıp mutfağa geçtim ve kahve yaptım. Bekir Bey’in bana bakışlarını görmeliydiniz, sanki içime düşecekti :D Kahvesini içerken karşısına oturup kalçalarımı iyice meydanda bırakıp Kocam beni bir daha döverse sizi şahit gösterebilir miyim? diye sordum. Elbette hatta o zaman evden uzaklaştırma kararı bile çıkar dedi. Sonra İnsan bu kadar güzel karısını döver mi, kıyar mı? dedi. Beni çok mu güzel buluyorsunuz?” diye sordum.. Bunu o kadar işveli şekilde yapmıştım ki adam dayanamayıp yanıma geldi ve elini boynuma götürüp kendisine çekip öptü. Amacıma ulaşmış onu tahrik etmiştim. Deli gibi sevişmeye başladık. Sonra elinden tutup onu yatak odasına çektim, amacım kocamı kendi yatağında aldatmaktı. Yaklaşık 2-3 saat boyunca hiç durmadan seviştik, o yaşta bu kadar enerjik bir adam beklemiyordum ama süperdi. Yataktan kalktıktan sonra Lütfen aramızda kalsın, karımın kulağına gitsin istemiyorum deyince çok sinirlenip onu kovdum. Ne olursa olsun dayağın ve hakaretin intikamını almıştım ya, o da bana yetti. İlk başlarda tek seferliğe mahsus olarak düşünmüştüm ama, o heyecan ve tadı hiç biyerde bulamıyorum. Şimdi hala daha beraberiz kocamla, ama beğendiğim bir erkek olursa kendimi ona seve seve tekrar teslim edicem. O zevki bi daha yaşamak istiyorum.